Üretim Sürecini Destekleyen İş Güvenliği Kültürü

İş sağlığı ve güvenliği süreçleri kimilerine göre sadece kazalara karşı korunabilmek için mühim bir detay, kimileri için ise kanun koyucuların gönlünü alabilmek adına sürece dahil olmak zorunda kalınan zaruri yaptırımlar bütünüdür. Kurumsallaşma sürecini yalnızca marka imajından ibaret görmeyen kuruluşlar için ise personel sağlığını önemseyerek örgütsel  katma değer yaratan bir felsefe olarak karşımıza çıkmaktadır.

Yönetmeliği gözden geçirdiğimizde her bir maddenin detayında tek bir hedefe ulaşılmaktadır. Bu hedefi tanımlayacak olursak; işçi sağlığı ve güvenliğinin iş yapma modelleri kapsamında ön planda tutularak iş gücü kaybının önlenmesi ve sağlıklı bir iş yapma modeliyle birlikte devlet ve özel sektör birlikteliğinde maddi manevi kayıpları en aza indirmektir. Bu hedef doğrultusunda kurumsal imaj sadece marka değerini oluşturan reklam ya da halkla ilişkiler çalışmalarıyla değil, aynı zamanda kurum personelinin iş yapış modeli kapsamında sağlıklı bir çalışma metodunun oluşmasıyla değer kazanmaktadır. 

“Güvenliğimi önemseyen bir firmada çalışıyorum!”

İş güvenliğini önemseyen bir işletmenin yol haritasındaki ilk durağı iş güvenliği kültürünü oluşturmaktan geçer. Üretim sürecindeki hızlılık ekspres bir otobüsün son durağa erken saatte ulaşması gibidir. Sonuca erken zamanda ulaşan bu otobüsün hangi duraklarda ne tür detayları kaçırmış olduğuna dikkat etmeksizin, vardığı son durağa odaklanan üretim yönetiminde esas hedef verimliliktir. Fakat verimli olmanın temel prensibi verimlilik kalitesini sürekli hale getirebilmek olmalıdır. Bu bağlamda iş güvenliği kültürü ekspres bir otobüse duraklarda mola vermeyi taahhüt etmektedir. Duraklarda verilen bu molalar sayesinde iş güvenliği kültürünü geliştirebilme fırsatı karşımıza çıkmaktadır. Duraklarda verilen molaların temel konusu bilinci geliştiren eğitim metotlarının personele erişmesidir. İş güvenliği eğitimleri, ekspres bir otobüsü yavaşlatır. Ancak, sürekli üretim modelini daha sağlıklı bir hale getirirken “güvenliğimi önemseyen bir firmada çalışıyorum!” cümlesini personelin diline dolayarak aidiyet duygusunun güçlendirmekte ve bilinçli çalışan modeline katkı sağlamaktadır.

“İş güvenliği kültürünün oluşum süreci eğitimden başlar”

Sağlıklı bir eğitim iş güvenliği süreçlerinde farkındalık yaratır. Aynı işi her gün, her dakika yaparak dikkat ve motivasyon dağınıklığına maruz kalan personelin bilinci üretim sürecindeki uyuşmadan uyanır. Bu uyanışla birlikte farkındalık dönemi başlar ve iş güvenliği sürecinin temeli atılmış olur. 

İş güvenliği kültürünün temel prensibi personelin kendi kendine iş güvenliği uzmanı olma hissiyatını kazandırmaktır. Üretimdeki personelin ilk durakta mola vererek eğitimle birlikte motive olması iş gücünün zamana karşı yenilir gibi görünmesinden ziyade üretime çok daha güçlü bir fayda sağlama tezini destekler. Çünkü iş kazalarının büyük bir kısmı tehlikeli hareketlerden dolayı meydana gelmektedir. 

Tehlikeli hareketler bir işletmenin üretim ya da hizmet sahasında tespit edilen ortam gözetimindeki olumlu bulgulara rağmen, tüm bakımı yapılmış son model bir araç sürücüsünün alkollü ya da uykulu bir şekilde aracı idare etmeye çalışması sebebiyle kazaya sebebiyet vermesi olarak tanımlanabilir. 

“Üretim ve hizmet sektöründeki makineleşmeye rağmen en önemli güç insan gücüdür”